Zeydan Karalar: Adana depreme yüzde 50 bile hazır değil
Hacı Bişkin – Armağan Kabakli
Deprem felaketinden en çok etkilenen illerden biri de Adana’dır. Kentin Belediye Başkanı Zeydan Karalar, hem depremin büyük yıkıma yol açtığı Hatay’da hem de Adana’da depremlerle ilgili çalışmalarını sürdürüyor. Uzmanların uyardığı Adana ile ilgili çalışmalarını sürdürdüğünü söyleyen Karalar, önümüzdeki günlerde Adanalılara açıklama yapacağını söyledi.
Karalar ile Adana’nın olası bir depreme ne kadar hazır olduğunu, belediyenin bu konudaki çalışmalarını ve deprem nedeniyle gündeme gelen istifa talebini konuştuk.
‘BİNALARIN YARISINDAN FAZLASINA GİRİLDİ’
Hükümet yetkilileri, Adana’da 11 binanın çöktüğü depremde 418 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Bu rakamlar dışında belediye olarak belirlediğiniz bir rakam var mı?
Öncelikle Türkiye’ye başsağlığı diliyorum. 11 büyük şehir depremden etkilendi. Depremden etkilenen illerden biri de biziz. Elazığ depremi veya İzmir depremini baz alırsak bu bölgelerin 3 katı büyüklüğünde bir deprem yaşadık. Hatay, Elbistan, Maraş ve Adıyaman’daki depremler karşılaştırıldığında Adana’nın bu konuda biraz daha şanslı olması olağan. Hesaplamalarımıza göre ölü sayısı 461. Bu sayıyı net olarak hesaplamak mümkün değil. Resmi sayı 418 ama iddialarımıza göre 461 civarında kişi hayatını kaybetti. Deprem nedeniyle 44-45 bin kişinin hayatını kaybettiğini açıklıyorlar ama ne yazık ki bu sayılar artıyor. Belediye başkanlarının açıklamalarına göre binaların neredeyse yarısından fazlasına hala girilmemiş. Hatay’da enkaz çalışmalarına katılan grubumla bugün (27 Şubat) görüştüm. Bu sabah enkazdan 2 ceset çıkardıklarını söylediler.
‘ADANA DEPREM İÇİN YÜZDE 50 HAZIR DEĞİL’
Sizce Adana olası bir depreme ne kadar hazır?
Şu anda yüzde 50 bile diyemeyiz. İşin gerçeği bu.
Deprem bilimcisi Naci Görür, depremle ilgili olarak özellikle Adana’ya dikkat çekiyor. Adana’da her an deprem olabileceği uyarıları sürüyor. Belediye başkanı olduğunuz dönemde depremle ilgili neler yapıldı?
Adana’nın son günlerde deprem riski altında olduğu söyleniyor. O günden itibaren temel olarak hazırlanmaya başladık. Ama daha önce Adana üçüncü deprem bölgesiydi. 1998 depreminden sonra Adana ikinci riskli bölgeye girmiştir. Bireysel olarak alınıp alınamayacağını muhtemelen bilmiyoruz… Bilim insanlarıyla da görüşüyoruz, sık sık çalışmalar yapıyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile de çalışıyoruz. İki gün sonra İstanbul’a gideceğim. Aralarında Naci Görür’ün de bulunduğu çok değerli 8 bilim insanı ile konuşacağım. Burada depremle ilgili bilgilendirme paneli yapmayı planlıyoruz. Bilim adamları şu anda üzerinde çalışıyorlar. Hala hareketlilik olduğu için Adana ile ilgili net bir şey söyleyemiyorlar. 5 ay önce Adana ile ilgili söyledikleri bu risk tablosunun biraz yumuşadığını söylüyorlar. Yani ‘Adana’da bir deprem olabilir ama bu deprem 7 büyüklüğünden daha az olacak’ diyorlar. Adana’nın bazı ilçelerinde bu depremin olacağı söyleniyor. Bunların hepsi şu anda telaffuzlar. Bununla uğraşıyoruz. Çünkü Çukurova depreminde trafikten dolayı evimin karşısındaki binaya 15 dakikada gidemedim. Olası bir depremde Çukurova’da konuşlu isek diğer bölgelere gitmemiz 3 saati bulur. Bu nedenle depremi yerelin olacağı en yakın yere ulaştırmak ve daha hızlı hayat kurtarmak için hazırlıklar yapıyoruz.
‘200 SAYILI AĞIR HASARLI BİNA’
Belediye olarak belirlediğiniz riskli bina sayınız var mı?
Bu konudaki çalışmalarımız devam etmektedir. Sadece Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve bakanlık ile çalışmıyoruz. Orta hasarlı bina sayısı 700’ü aştı, bunlardan 600’ü. Ağır hasarlı bina sayısı 200’e yaklaştı. Bu aslında bir felaket. 200 tane daha ağır hasarlı binanın yıkıldığını düşünün, ölü sayısı 20 kat artacaktır. Orta derecede hasarlı binanın güçlendirilmesi veya yerinde yapılması gerekiyor. Ancak ağır hasarlı olanların yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor. Burada ne kadar hızlı hareket edersek, hayat o kadar hızlı normale döner. Böyle bir tablo var. Sayı çok yüksek. Açıkçası Adana’da bu rakamın bu kadar olacağını düşünmemiştim, her geçen gün bu sayı artıyor.
HÜKÜMETE ÇAĞRI
Hükümete deprem konusunda çalışma çağrınız var mı?
Elbette var. Depremin öncesi ve sonrası var. Eski şehirler dönüştürülmeli. 2000 yılından önce yapılan binalar sarsma yönetmeliğine göre yapılmadığı için risk oluşturma olasılığı çok yüksekti. Hatta Adana’da yıkılan binaların yüzde 90’ı bu binalar. Yeni yapılan binalarda yıkımlar oluyor, nedenlerine bakmak gerekiyor. Yüklenici hatalı ise cezai işlem uygulanmalıdır. Ne de olsa herkesi meşgul ediyorlar. Ama son zamanlarda o kadar çok tartışıldı ki işin sulandırıldığını düşünüyorum. Bu durum ilgisiz, alakasız taraflara ters gitmeye başladı. Bu nedenle imarı getirenler kadar o binaları yapanlar da haksızdır.
Yapılamayan her yapı sorunlu yapıdır. Önemli anlamda oturulmayan bir yapı olduğunu söylemek mümkündür. Ben Seyhan Belediye Başkanı iken yeni biten 182 tane oturulamaz bina vardı. Bu olağan binalar benden önce bitenlerdir. Muhtemelen bizim dönemimizde bile bitmiş bir bina vardı. Örneğin, iki lisanslı müteahhitle karşılaştık. Kontrol edildiğinde sorulan ruhsatı gösterir fakat uygulanmayan ruhsata göre inşaatı yapar. Birçoğunu Çevre Şehircilik’e şikayet ettik. Mesela müteahhit 15, 20 katlı bir bina yapıyor. 30 aile buraya yerleşiyor ve ardından yeniden yerleşim için başvuruyor. Adamın çok fazla daire çizdiği belli. Yıkmak gerekiyor ama insanlar bu apartmanlara yerleşiyor. Madem milletin başını yıkayamazsınız bu iş böyle bulanık bir ortamda kalıyor. Bu çok uygunsuz.
Yapı denetimi de bu işte hatalıdır. Yasal olarak kurulmuş bir kuruluşsunuz. Olağan ruhsata aykırı bir yapı olduğu zaman hızlı davranmalısınız. Ama hiçbiri bunu yapmıyor. Dedim abi sel çıkınca teyidi getireceksin. Binayı yüzde 30 veya yüzde 50 bitirdiğinizde onay alacaksınız. Bakacağız, ruhsata uygun mu diyeceğiz, uygun değilse dur diyeceğiz. Bu nedenle önceden görme şansınız var ve engelleyebiliyorsunuz.
Aslında müteahhidin tek başına sorumlu tutulamayacağından bahsediyorsunuz…
Tek sorumlu yüklenici mi? Yani müteahhit sorumludur, denetleyen sorumludur, imar affını veren sorumludur ve yanlış yapan herkes sorumludur.
‘CUMHURİYET İTTİFAKI İZİN VERMEDİ’
1998 depreminden belediye başkanı seçildiğiniz döneme kadar Adana’da yerel yönetimler depremle ilgili ne yaptı?
Hiçbir şey yapmadılar. Belediye başkanı olur olmaz İzmir depreminin hemen ardından Deprem ve Afet Dairesi kurmak istedik. Çünkü felaket bir ülkenin gerçeğidir. Yangınlar, seller, depremler ülkemizin kaderidir. Deprem Dairesi kurmak istedik ama maalesef Cumhur İttifakı bunu reddetti. Bu nedenle Deprem Dairesini kuramadık. Yine engellemelere rağmen beyin sarsıntısındaki kayıpları azaltmak için çok önemli hazırlıklar yapmaya devam ediyoruz. Hatta şu anda Japonlarla bir görüşmemiz var.
KİM İSTİFA ETMELİ?
Depremin ardından en çok konuşulan bahislerden biri de istifa konusu oldu. Sarsıntı bölgelerinde belediye başkanları veya herhangi bir yetkili istifa etmemiş ve bu durum kamuoyunun gündemine gelmiştir. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, istifa sorularını yanıtlayarak, ‘Şehir o kadar zor durumda ki bırakıp kaçmak mümkün değil. Ben istifa edeceksem 10 belediye başkanı da istifa etsin’ dedi. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sorumlusu varsa istifanın da ötesinde kanun önünde hesabı sorulmalıdır. Bu kadar can kaybının olduğu yerde istifa çare değil. Ama kim istifa etmeli? 1999 yılında yapılan binaların üretiminden nasıl sorumlu olmalıyız? Yeni belediye liderleri nasıl sorumlu olabilir? Ayrıca, büyükşehir belediye başkanları en az sorumlu kişilerdir. Çünkü binalara ruhsat veren ilçe belediyesi, takip eden ilçe belediyesi, yerleşim yeri veren ilçe belediyesi. Yani büyükşehir belediyesine bu noktada olağanüstü yetkiler verilmedi. Durdurup mühürlediğimiz 7-8 tane bina var. Maalesef mahkemeden izin alınmış, mührü kaldırılmış ve inşaat bitmiştir. Burada sorumluluğu dağıtırsanız, en az sorumluluk büyükşehir belediyelerine düşüyor. Burada ilçe belediyeleri sorumlu da imar affını getirenler burada sorumlu değil mi? Yani depremin çok yeni olduğu ülkelerde yapıya çok katı yaptırımlar uygulamak gerekiyor. Asla çok fazla inşaat yapmamalısınız. Ne yazık ki, bu ülkemizde mevcut değil. Yanlarında kar olmadığı için herkes kafasına göre daire yapabilir.
Zelzele bölgesini de ziyaret etmişsiniz. Dikkatinizi çeken ve unutamadığınız bir hikaye oldu mu?
Unutamadığım doğal hikayeler var. Depremin her anı unutulmaz bir hikaye… Binanın başında boynuma sarılıp ‘Zeydan amca babamı kurtar’ diyen bir kızı hiç unutmayacağım.
‘ADANA’NIN BÜYÜK BAŞARISIZLIKLARI VAR’
Adana sokaklarında dolaşırken özellikle dikkatimi çeken Saydam Caddesi oldu. Bir esnafa göre olası bir depremde en çok kullanılacak cadde burası. Muhtemel bir depremde o caddenin yetmeyeceği söyleniyor. Hatta bir esnaf orada kamulaştırma yapılıp yapılamayacağını sordu. Bu sokakta özel bir çalışmanız var mı?
Saydam Caddesi ile ilgili bir meydan çalışmasına konu olmaktadır. Meydan 4-5 metre büyüyecek. Karşı tarafta da bir kamulaştırma söz konusu olabilir. Tabii ki caddenin büyümesi gerekiyor. Sadece o cadde değil Adana çok eski bir yerleşim yeri yani 3,4 dışında ana cadde yok. Bundan dolayı burada çok önemli bir kamulaştırma var. Kamulaştırma yapılsın deyip olmuyor bu işler. Bunun finansal bir maliyeti var. O finansal maliyeti bulmadan bu işi yapamazsınız. Adana bu konuda büyük talihsizlikler yaşıyor. Borcu çok yüksek, geliri çok düşük. Bu iki parametre istediğimiz işleri yapmamızı engelliyor. Adana’da çok şeyler yaptık, gelirimizi borcun üzerine çıkardık ama Adana’nın geliri ayda 1 milyar olması lazım. Saydam Caddesi’ni kamulaştırmaya kalkışırsanız 500, 600 milyon, 2 milyar liradan aşağı bir bedelle karşılaşmazsınız. Davet için para bulamazsan, yapamazsın. Yani yap deyip olmuyor bu işler. Peynir gemisi lafla yürümez derler…
‘ÇALIŞMA BİTTİKTEN SONRA ADANALİLERİ DUYURACAĞIM’
Adana halkına depremle ilgili bir şeyler söylemek ister misiniz?
Deprem ülkenin bir gerçeğidir. Ama bu kardeşler tüm ekibiyle gece gündüz çalışıyor. Aslında nasıl çalıştığımıza onlar şahit oldu. 2 bin çalışanımız her türlü hizmeti neredeyse hiç uyumadan mutlu bir şekilde sağlıyor. Vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamaktan da büyük mutluluk duyuyoruz. Bütün şehir dışarıda. Evine çok az insan girer. Onun için onbinlerce insanın barınmasını sağlamak, çadır kurmak, sabah öğle ve akşam yemeklerini düzenlemek, iç çamaşırına kadar insani ihtiyaçları düzenlemek, tedarik etmek ve zamanında teslim etmek öyle büyük bir organizasyon gerektiriyor ki… Adana yaptı bu başarıyla. Benimle birlikte çalışan gönüllüleri ve belediye çalışanlarını yürekten kutluyorum. Deprem olup olmayacağını tahmin etmek mümkün değil ama böyle anlarda 24 saat uyumadan yanlarında olacağımızı söylemek istiyorum. Adana ile ilgili beyin sarsıntısı olan kılcal damarları inceleyerek yaptığımız çalışmaların sonuçları geldiğinde yakında Adana halkına açıklama yapacağım. Şu anda, bu çalışma hala devam ediyor, bu nedenle bir açıklama erken olacaktır.